14 Mayıs 2017 Pazar

Bir Tazmanya Canavarının Annesi Olmak


Yazmayalı 5 ay olmuş!!!

Öğrenen Anne Ceren, "Daha çok yazsana, 5 ay olmuş" demese kim bilir ne zaman bakardım bloga. Çünkü vakit yok! İş-güç, çocuk, ev, spor mücadelem, Evrim'in diyet listeleri, yemekleri... Okul-kreş-park-ev döngüsü, ev içinde yıka-pakla-yedir tekrar yıka-pakla-yedir... Her gün 5-8 arası Arya ile oyun oynama çilesi ay pardon keyfi 😁

Maya'nın doğum günü gibi Arya'nın 4. yaş gününe de az kaldı, sadece 3 hafta. Arya pek prenses seven, peri kızı seven, bebeklerle oynayan narin, naif, hanım hanımcık bir kız çocuğu değil. Bu sebeple doğum günü teması olarak Elsa falan istemiyor Allah'tan :) Muhtemelen Scooby Doo temalı olacak bizim d.günü :) Bizim evde favori çizgi film o çünkü. Scooby Doo ile yatıp Scooby Doo ile kalkıyoruz.





Evde çocuk değil Tazmanya canavarı besliyoruz diye dalga geçiyordum, aynısından Cerenlerde de varmış 😂 Ama o yine şanslı, Maya'nın dışarda peri kızı olduğu anlar da varmış; bizimki full time minik tazmanya canavarı 😒 Sürekli bağırarak konuşuyor, bağıra çağıra şarkı söylüyor, sözleri kafasından uyduruyor, oyun oynarken hep canavarcılık(?!) oynuyor, garip sesler çıkarıyor. Bir şey isteyeceği zaman genelde mızıldanarak istiyor, hatta çoğu zaman istediği anında yapılmayınca sinir krizlerine girip kapıları çarpıyor. Arya evde de böyle, kreşte de böyle, dışarıda da böyle maalesef :( Genelde de istediklerini yapmadığımız için zırlayıp duruyor, o zırladıkça istediği şeyi hiç yapmayacağımızı söylediğimiz için daha çok sinirleniyor, ağlıyor. Yalnız bırakıp başka bir odaya gidiyoruz böyle durumlarda, sonra sakinleşince gelip özür diliyor ve "Annecim.. Babacım... şunu yapar mısınız diye?" kibarca istiyor.

Arya'yı dışarda kontrol etmek gerçekten zor. Daha önce de yazmışımdır mutlaka, bizim kız acayip sosyal (Aşırı sosyal çocuk sendromu diye bir şey var mı acaba?) Evden çıktığımız an Arya herkesle tanışıyor, konuşuyor:

- Merhaba, benim adım Arya. Bu annem Yüya (evet,  hâlâ Rüya diyemiyor:), bu da babam Evrim. babaannemle büyükbabam da var, onlar İstanbul'da. Bi de dedoş var, bi de dayım var. Benim okulum var............ Senin adın ne?

Uzayıp gidiyor muhabbet. Yolda izde, restoranda, dükkanda, parkta, her yerde... Küçük çocuk görünce gidip seviyor mutlaka, "Ayyy çok tatlıııııı"..... Anlatmakla bitmez. Kreşte de tüm öğretmenlerle, tüm öğrencilerle tanışık; her sınftan arkadaşı var. Hatta yandaki okulla sık sık ortak gösterilere gittikleri için ordaki öğretmenlerle ve çocuklarla bile tanışmış :)




Yaşadığımız yer küçük bir yer olduğu için herkes birbirini tanıyor neredeyse. Biz de Arya sayesinde herkesle tanışıyoruz 😂 Restorana gidince Arya tüm masaları geziyor, başka masalara oturup yerine göre peynirleri, ekmekleri, pideleri götürüyor 😣Sonra tabi biz gidip kusura bakmayın çocuk işte falan diyoruz, yediklerinden tekrar sipariş veriyoruz. Kaç kez anlattık yapmaması gerektiğini ama bir kulağından giriyor diğerinden uçup gidiyor. Her şeyin fazlası zararlı. Asosyallik de zararlı aşırı sosyallik de! Ama maalesef yapacak bir şey yok. 

Herşeye rağmen Arya'sız bir hayat düşünemiyoruz tabi ki :) Sabaha karşı gelip koynumuza yatınca nasıl bir huzur, nasıl bir sıcaklık yayılıyor içimize 😍 Arya o anlarda çok masum, çok tatlı :)



Evet Arya zor bir çocuk ama nihayetinde o da bir çocuk işte! Her çocuk kendine özgü bir mizaçla geliyor dünyaya. Değiştirmeye, eğmeye, bükmeye çalışsak da bir yere kadar. Elbet o da büyüyecek; bazı huyları değişecek, bazı şeyler düzelecek, bazı şeyler aynı kalacak... Ne olursa olsun her anne-baba gibi bizim de tek dileğimiz sağlıkla, sıhhatle, mutluluk içinde büyümesi, kendi hayatını kurması tabi ki :) Hayat o kadar hızla akıyor ki gün gelip bu satırları Arya okuduğunda belki de biz her şeyi, Arya'nın tüm yaramazlıklarını, zorlukları, sıkıntılı anları çoktan unutmuş olacağız :)

Şimdilik bu kadar! Görüşmek üzere...